Geçen zaman çok uzaklarda. Artık
seni güldürmeye çalışmanın bi anlamı kalmadı, çünkü sen
yoksun.
Artık önemli biri olmaya gerek kalmadı, çünkü senin
için bi hiçim. İnsan inanmak istemiyor acı gerçeklere,
teselliler uyduruyor, "hayır beni seviyordur" diyordum,
sevmediğini geç anladım, "ara ara beni düşünüyor, aklına
geliyorumdur" diyordum, bu son teselli de yıkıldı. Artık
sevilen biri olmaya gerek kalmadı, çünkü sen sevmeyince diğer
insanları ne yapayım. Artık saçları beyazlatmamaya çalışmanın
anlamı kalmadı, artık sırtımı kambur yapmamaya çalışmanın
anlamı kalmadı, artık yaşlı görünüyor olmanın önemi
kalmadı, çünkü sen yoksun. Artık beklemenin anlamı kalmadı,
çünkü hiç bi yorgunluğun sonunda, hiç bi yolculuğun sonunda
sen olmayacaksın. Artık geçiş dönemi diye bişey yok, bitmeyen
bunalımdayım. Artık sevinçli gibi top oynamaya gerek kalmadı,
çünkü sevinçli olamam. Artık mutlu olmaya çalışmanın bi
önemi yok, çünkü mutluluk imkansız. Artık gelişlerin önemi
yok, çünkü senle ilgisi yok hiç bi gelişin. Artık sevinç diye
bişey kalmadı, hiç bi sevinç, biraz da olsa bana ait diil.
Beynimde bazen bi anlık oluşup sonra
hemen kaybolan eski sevinçler var, mesela, sen gelecekmişsin gibi,
yine görüşecekmişiz gibi, ama bu düşünceler giderken ölüm
gibi kara delikler bırakıyor her seferinde.
Artık yeni umutlar kuramazsın, olurda
bigün unutsan bile, beynin programlanmış. Artık beynimde
yıkımlar geziyor, hiç bişey yokken sıkılıyorum, hiç bişey
yokken içim içimde patlıyor, hiç bişey yokken, hatta seni
düşünmüyorken bile ölmek istiyorum. Günlük alalade işlerde
zorlanıyorum, herkesin ismini unutuyorum, mesleğimin
gerektirdiklerini unutuyorum.
Geçmiyor hiç bi türlü iç
sıkıntıları, yanlızlıklar, benle başbaşayım. Hayatın en
kötü yanı uzun olması gibi geliyor. Hayat acıdır.
Acımı çekiyorum, ilaçsız, her gün,
her saat, "çekeceksin, başka yolu yok" diyor gördüğüm
nesneler, içinde bulunduğum zaman ve mekan. Hayat acıdır.
Kelimeleri tekrarlamamaya çalışmanın
anlamı kalmadı, sen okumayacaksın.
Geçen zaman çok uzaklarda. Pırlanta
gibi parlayan, bahar sevinci olan, bana umut olan, gülüşünün
önemi kalmadı. Benim olmayan gülüşün, benle aynı dünyada
değil, gülüşün çok uzaklarda. Gülüyorsan eğer hala, gülüşün
batsın.
Artık "artık" demenin,
kelimeleri kullanmanın, cümle kurmanın anlamı kalmadı, çünkü
sen yoksun.