Gece gelmiş, kendinle başbasın,
camdan yardım umarsın, sessizce eser rüzgar.
Bunların sebebi o kız olabilir.
Camdan yardım ummaya gerek duymamak için kafayı sürekli meşgul
etme prensibi edinmişti, çünkü cam yardım etmiyordu, bu yüzden
sürekli kaçış içerisindeydi.
Kız konuşurken bazen bağlaç
kurardı, her heceye ayrı bi vurgu, anlamsız bi bağlaç bu kadar
eritebilir yani insanı. Ama o bağlaç kurmaya erittiğini
farketmeden devam ederdi.
Kızımız prensip sahibiydi, zevkine
düşkündü, bi prensibi sürekli gülmekti. Diğer prensibi ise
olurda kalbine biri girerse, ayrıldıktan sonra onu düşünmemeye
çalışma prensibiydi, düşünmemek için adını anmamak, ve
google a bile ismini yazmamak.
Ama eski sevgilisi emindi ki kızın
aklına kendisi geliyordu ara sıra, ama işte kızın prensibi işe
yarıyordu, iki saniyede aklından geri çıkıp gidiyordu.
Kız için sevgilisi kalıplara uygun
biri olmalı, mesela sevsin, değer versin, belki bi kaç kalıp daha
önemliydi ama onları ben bilmiyorum. Karşısındaki sevgilinin kim
olduğu o kızın umrunda değildi.
Erkek için o kız olmazsa, herşey
anlamsızdı.
Erkek kaçışlar içerisindeydi, yoktu
artık, adının da bi önemi yoktu.