Yine bi umutla konuşmak istedim, dedim
ki ona "ben seni seviyorum" o an başka şeylerle meşguldü,
arkadaşlarıyla eğleniyor gibiydi, ama eminim eğlenmiyordu, sadece
eğlenmek gerektiğini, hayatın boş olduğunu düşündüğünden
eğlenmiş gibi görünüp tatmin omaya çalışıyordu.Yıllardır
tanıyorum, her zaman eğleniyor gibi görünmek istiyordu, ama
eğlenemiyordu. Beraber yürüdük, samimi gibi gülümsüyordu, ama
değildi heralde, seni anlıyorum der gibi baktı, ama göz kırpması
yoktu bu sefer, "sonra konuşalım" dedi, konuşmayacağını
biliyordum, bu yüzden yanında kalmaya çalışıyordum, ama yanında
kalmaya çalışmaktan daha fazla ısrarcı olamazsın ki, boynumu
eğdim, yürümeye devam ettik, istanbul'da idik, beşiktaştaydık,
eğlenmese bile gezip görme içini ferahlatıyordur diye tahmin
ediyorum.
Acaba "daha fazla yanında
olsaydım, şansım olabilir miydi?" diye düşündüm,
olmazdı, ama şansımı denemeye karar verdim, çünkü çektiğim
acılar bitmiyordu.
Beraber yürürken, bazen arkadaşları
ile konuşuyordu, ona rahatsızlık vermemeye çalışarak biraz
uzaktan ben de yürüyordum, yürürken farkediyordum ki arkadaşları
benim de arkadaşımdı, fakat samimi değildim, ben öyle kimse ile
pek samimi olmazdım, kendi içimde idim, benim o kızdan farkım, o
eğlenmiş gibi hissetmek istiyordu ve hep eğlenmeye çalışıyordu,
ben ise hiç eğlenemeyecek olduğumdan emindim, bu yüzden boşuna
çabalamıyordum, zaten çabalamaya hiç enerjim olmuyordu. Belki bu
yüzden, belki de farklı dünyaların insanlarıyız, onlar zengin
ben ayakkabı bile alamıyorum, diye konuşmak istemiyordum, grupta
sessizce yürüyordum.
Kızın yanında çok garip görünmemek
için etrafındaki insanlarla, ki benimde yıllardır tanıdığım
insanlar, yıllardır göstermediğim yakınlıkla konuya dalıyordum,
ama arkadaşları eminim "o kadar da garip bi çocuk değilmiş
diye düşünmek istiyorum ama bence garip" diyordur. Sonra
konuşmalarımı daha çok kızla yapıp, kızın ortamın
sohbetinden uzaklaştırmak istiyordum, ve başarıyordum da, o da
benimle arkada yürümek zorunda kalmıştı, ama yine de arkadaşları
ile ara ara konuşuyordu. Beraber istanbula yukarıdan bakıyorduk,
oturduğumuz yerin kumaşları parlak turuncumsu renklerde idi. Sonra
arkadaşları mekanı değiştirmek istediler, ama o ve ben çıkışa
en uzak bölümde olduğumuz için en son çıkabilecektik, kendisine
baktım, 5 yıl yaşı küçülmüştü "düşündün mü hiç"
dedim, konuşuruz dedi, hiç konuşmayacağını biliyordum. Sonra bi
vasıtaya bindik, vasıtadan inince annesi ve babası karşısında
idi, yıllardır hep annesine benziyordur diye düşünüyordum, ama
babasına benziyormuş, kız hafif kısa boylu idi, ama baba benden
biraz uzun idi, yüzü çok benziyordu kızına. Kıza tekrar baktım,
kız 3 yıl daha küçülmüştü, "konuşabilir miyiz"
dedim, "konuşuruz" dedi. Sonra 4 – 5 ay kızı
göremedim, muhtemelen yaz tatili girmişti araya, sonra tenefüslerde
yanına gidiyordum, yeni bi ayakkabı giymiştim, ayakkabımın yeni
olması ile karşısına çıkarken o kadar utanmıyordum kendimden,
"konuşabilir miyiz" dedim, "tabi ki" dedi, ama
konuşmak yerine hep meşgul görünüyordu, hep eğleniyor gibi ama
eğlenmediğini ben iyi biliyordum. Yıllardır kendisi gibi beni
böyle sessizce ama çok derinden etkileyebilecek bi kız varmıdır
dünyada diye bakınıyorum, günde 1000 kız görsem, senede
300.000, on yılda 3.000.000 kız eder, ama hiç kimseden
etkilenmedim. Sanırım aşk bu olmalı, sessiz ama derinden
etkilenmek. Eğer sesli ise etkilenişin, o aşık zannetmektir
kendini.
Sonra orta iki de iken bi daha gördüm
kızı, hep ben ona bakınca o da bana bakıyordu, bana her iki
gözünü kırpıyordu, ve anlıyorum seni diyor gibi idi, her
gözlerini kapatıp açtığında ben ölmek istiyordum, gözlerini
kapatıp açması çok hoşuma gitmesine rağmen yanına gidip ayıca
"sen niye böyle gözlerini çok kapatıp açıyorsun dedim"
bana "öyle mi" dedi sanki hiç farketmemiş gibi yaptığını
düşündüm yıllarca, ama benim laf atmamdan ürktüğünden
savunmaya geçip öyle söylediğini düşünüyorum şimdi yıllar
sonra. Daha sonra da gözlerini kırpmayı kesti.
Beni anladığını düşündüğümden
içim biraz rahattı, masal gibi, olmaz olmaz, ama hayal kurması
güzel, olursa muhteşem olur gibi hayal kuruyordum. Ben hiç
konuşmadım, hiç seni seviyorum demedim yıllarca. Bi oğlan çıkma
teklif etmişti, benden daha cesur biri, sonra çıkmaya başladılar.
O oğlan da onu çok sevdiğimi biliyordu.
Sonra acaba daha da küçükken
konuşsaydım beni kabul eder miydi diye düşündüm. Beraber denize
suda ve kumsalda oynadık. Git gide daha küçülüyordu yaşı, ama
ben daha fazla küçülmeye korkuyordum, biraz büyük olmalıydım
ki belki büyük olunca bi hayranlık duyulur ya küçükken
büyüklere, öyle olsun istedim, küçülmedim. Benden hiç kaçmadı,
ama çok arkadaş da olamadık. Sonra 2 – 3 yaşına kadar gerildi.
Çok tatlı yanakları vardı, yanına gittim, sıktım,
yanaklarından öptüm, yine kaçmadı, ama yine konuşmuyordu.
Biliyordum ki hiç bi zaman konuşmayacak. Kaderimde pişman olacak
sanırım bişey yok, hiç bi zaman hiç bi şekilde zaten
konuşmayacaktı. Beni konuşacam diye teselli ediyordu, ama
tesellisi hiç işe yaramıyordu, hiç yoktan iyiydi belki, o da
zaten hiç yoktan daha iyi olsun diye "konuşmayacam"
demiyordu.