15 Eylül 2012 Cumartesi

konuşuruz dedi - içimde


Yine bi umutla konuşmak istedim, dedim ki ona "ben seni seviyorum" o an başka şeylerle meşguldü,
arkadaşlarıyla eğleniyor gibiydi, ama eminim eğlenmiyordu, sadece eğlenmek gerektiğini, hayatın boş olduğunu düşündüğünden eğlenmiş gibi görünüp tatmin omaya çalışıyordu.Yıllardır tanıyorum, her zaman eğleniyor gibi görünmek istiyordu, ama eğlenemiyordu. Beraber yürüdük, samimi gibi gülümsüyordu, ama değildi heralde, seni anlıyorum der gibi baktı, ama göz kırpması yoktu bu sefer, "sonra konuşalım" dedi, konuşmayacağını biliyordum, bu yüzden yanında kalmaya çalışıyordum, ama yanında kalmaya çalışmaktan daha fazla ısrarcı olamazsın ki, boynumu eğdim, yürümeye devam ettik, istanbul'da idik, beşiktaştaydık, eğlenmese bile gezip görme içini ferahlatıyordur diye tahmin ediyorum.
Acaba "daha fazla yanında olsaydım, şansım olabilir miydi?" diye düşündüm, olmazdı, ama şansımı denemeye karar verdim, çünkü çektiğim acılar bitmiyordu.
Beraber yürürken, bazen arkadaşları ile konuşuyordu, ona rahatsızlık vermemeye çalışarak biraz uzaktan ben de yürüyordum, yürürken farkediyordum ki arkadaşları benim de arkadaşımdı, fakat samimi değildim, ben öyle kimse ile pek samimi olmazdım, kendi içimde idim, benim o kızdan farkım, o eğlenmiş gibi hissetmek istiyordu ve hep eğlenmeye çalışıyordu, ben ise hiç eğlenemeyecek olduğumdan emindim, bu yüzden boşuna çabalamıyordum, zaten çabalamaya hiç enerjim olmuyordu. Belki bu yüzden, belki de farklı dünyaların insanlarıyız, onlar zengin ben ayakkabı bile alamıyorum, diye konuşmak istemiyordum, grupta sessizce yürüyordum.
Kızın yanında çok garip görünmemek için etrafındaki insanlarla, ki benimde yıllardır tanıdığım insanlar, yıllardır göstermediğim yakınlıkla konuya dalıyordum, ama arkadaşları eminim "o kadar da garip bi çocuk değilmiş diye düşünmek istiyorum ama bence garip" diyordur. Sonra konuşmalarımı daha çok kızla yapıp, kızın ortamın sohbetinden uzaklaştırmak istiyordum, ve başarıyordum da, o da benimle arkada yürümek zorunda kalmıştı, ama yine de arkadaşları ile ara ara konuşuyordu. Beraber istanbula yukarıdan bakıyorduk, oturduğumuz yerin kumaşları parlak turuncumsu renklerde idi. Sonra arkadaşları mekanı değiştirmek istediler, ama o ve ben çıkışa en uzak bölümde olduğumuz için en son çıkabilecektik, kendisine baktım, 5 yıl yaşı küçülmüştü "düşündün mü hiç" dedim, konuşuruz dedi, hiç konuşmayacağını biliyordum. Sonra bi vasıtaya bindik, vasıtadan inince annesi ve babası karşısında idi, yıllardır hep annesine benziyordur diye düşünüyordum, ama babasına benziyormuş, kız hafif kısa boylu idi, ama baba benden biraz uzun idi, yüzü çok benziyordu kızına. Kıza tekrar baktım, kız 3 yıl daha küçülmüştü, "konuşabilir miyiz" dedim, "konuşuruz" dedi. Sonra 4 – 5 ay kızı göremedim, muhtemelen yaz tatili girmişti araya, sonra tenefüslerde yanına gidiyordum, yeni bi ayakkabı giymiştim, ayakkabımın yeni olması ile karşısına çıkarken o kadar utanmıyordum kendimden, "konuşabilir miyiz" dedim, "tabi ki" dedi, ama konuşmak yerine hep meşgul görünüyordu, hep eğleniyor gibi ama eğlenmediğini ben iyi biliyordum. Yıllardır kendisi gibi beni böyle sessizce ama çok derinden etkileyebilecek bi kız varmıdır dünyada diye bakınıyorum, günde 1000 kız görsem, senede 300.000, on yılda 3.000.000 kız eder, ama hiç kimseden etkilenmedim. Sanırım aşk bu olmalı, sessiz ama derinden etkilenmek. Eğer sesli ise etkilenişin, o aşık zannetmektir kendini.
Sonra orta iki de iken bi daha gördüm kızı, hep ben ona bakınca o da bana bakıyordu, bana her iki gözünü kırpıyordu, ve anlıyorum seni diyor gibi idi, her gözlerini kapatıp açtığında ben ölmek istiyordum, gözlerini kapatıp açması çok hoşuma gitmesine rağmen yanına gidip ayıca "sen niye böyle gözlerini çok kapatıp açıyorsun dedim" bana "öyle mi" dedi sanki hiç farketmemiş gibi yaptığını düşündüm yıllarca, ama benim laf atmamdan ürktüğünden savunmaya geçip öyle söylediğini düşünüyorum şimdi yıllar sonra. Daha sonra da gözlerini kırpmayı kesti.
Beni anladığını düşündüğümden içim biraz rahattı, masal gibi, olmaz olmaz, ama hayal kurması güzel, olursa muhteşem olur gibi hayal kuruyordum. Ben hiç konuşmadım, hiç seni seviyorum demedim yıllarca. Bi oğlan çıkma teklif etmişti, benden daha cesur biri, sonra çıkmaya başladılar. O oğlan da onu çok sevdiğimi biliyordu.
Sonra acaba daha da küçükken konuşsaydım beni kabul eder miydi diye düşündüm. Beraber denize suda ve kumsalda oynadık. Git gide daha küçülüyordu yaşı, ama ben daha fazla küçülmeye korkuyordum, biraz büyük olmalıydım ki belki büyük olunca bi hayranlık duyulur ya küçükken büyüklere, öyle olsun istedim, küçülmedim. Benden hiç kaçmadı, ama çok arkadaş da olamadık. Sonra 2 – 3 yaşına kadar gerildi. Çok tatlı yanakları vardı, yanına gittim, sıktım, yanaklarından öptüm, yine kaçmadı, ama yine konuşmuyordu. Biliyordum ki hiç bi zaman konuşmayacak. Kaderimde pişman olacak sanırım bişey yok, hiç bi zaman hiç bi şekilde zaten konuşmayacaktı. Beni konuşacam diye teselli ediyordu, ama tesellisi hiç işe yaramıyordu, hiç yoktan iyiydi belki, o da zaten hiç yoktan daha iyi olsun diye "konuşmayacam" demiyordu.