22 Aralık 2012 Cumartesi

saç teli - içimde


Bir saç telin kalmış halıda, odanın içinde ne işi varsa rüzgarın titriyor, muhtemelen kaloriferden gelen sıcak hava akımından olmalı.
Saçın telin titriyor, gidişinin gerçekliğini hissediyorum. Saç telinden yola çıkarak şiir yazılabilinir miydi acaba, çok kullanılmış bi tema olur, aynı zamanda şunu da belirtmek gerekir ki, o kadar da duygu dolu diilim. Bir de saç telinden daha çok bahsedip git gide duygularıma olduğu gibi büyüteçle bakıp, sıkılmak istemedim, dünya bir saç telinden ibaret olmamalı. Ama koydu. "Koydu" biraz amiyane tabir, ama yazmaya hacet bulamayınca hemen özetlemek için özet bi yol. Hacet bulmuyorum çünkü uzun uzun anlatsam ne olacak, hiç anlatmasam ne olacak. Yıllar önce daha küçük çocukken aldandığım "yarın güzel bir gün olacak güneş doğunca". Yıllardır maalesef biliyorum ki, yarın da aynı. Sıkılmam bitsin diye gündüzün gelmesini son bir umut gibi bekliyorum ama aslında umutsuzum hep. Bu geceyi diğer gecelerden farklı kılan hiç bişey yok. "Acılar mı, yanlızlık mı, yoksa sadece zaman mı gitgide eğiyor omurgamı" diye iğrenç klasik kokan bi cümle yazdıktan sonra pişman olsamda cümleyle ilgili düşüncemi de ekleyip cümleyi yazmaya karar vermiş oldum, kıla yakınlaştığım kadar bana yaklaşmak sıkar belki ama o sıkan şeyin ta kendiyim ben, sıkıntıyım ben. Ondan ayrılalı çok oldu. Yeni gitmiş de saçın halıya düşmüş gibi hissetmek için hiç gelmediği evin halısına alelade koyduğum saç telini yine cam kavanozuna koyayım, şimdi yatarken sanki birazdan yanıma gelecekmiş gibi yalancı bir heyecanla uyumak için avucuma aldığımda kaybolmasını istemem.