Dağlar var, önünde ova var, gökyüzü
geceye çalıyor hala, ufukta açık mavi.
Güneş doğuyor.
Tarlalarda başaklar dik, buğdaylarına doğru hafif bükük,
rüzgarda sallanıyorlar, karanlıktan sonra görünmeye
başlanacaklar. Hayal kurmuyorum yazı için, evimin önündeki
düzlükte, Erzurum, Yağan'da, ahan şu anda, aynen böyle güneş doğuyor.
Acaba benim bilmediğim bir söz mü
biliyor tüm insanlık, bu yüzden mi yaşamaya devam ediyorlar. Hayatı
kökünden değiştirebilecek bir düşünce var mıdır? Hangi
düşünceye dayanıp devam ediyor insanlar. Tamam çok hoş şeyler
de yaşadım, ama, o güzel şeyler için değer mi? Çok çalışmaya
değecek kadar ne var? Uyumamaya, adım atmaya değecek. Düşünce
aradım, özlü sözlerde. Dr Seus "uyuyamadığında aşık
olduğunu anlarsın, çünkü sonunda gerçek rüyalardan iyi
olmuştur." demiş. Bu düşünceye pek kimse dayanmıyordur
bence, çünkü yaşamda az aşık insan gördüm. Bir arayış
içinde de olmak yoruyor insanı, beyninde sanki boşluktan geçen
bir çok düşünceye öylece bakıp senin işine yarayan,
dayanabileceğin düşünceyi yakalamaya çalışmak, geleceğe dair
endişeli olmaya benzer bir şey. Aramayı bıraktım.
Bence kimsenin yaşamak için dayandığı bir düşünce yok. Hayat zor, soğuk havada çamura batıp üşüyüp, çıkınca sıcak
havada yıkanamadan üzerindeki çamurun kuruması gibi. Ama
yaşıyorsun işte, hissediyorsun çamuru, soğuğu, sıcağı, pis
olmayı. Bir düşünce yok. Yaşamanın kendisi düşünce.
Yaşamanın kendisi davranış. Yaşamak yaşamak, sorgulayacak
birşey yok.
Çok çalışmaya değecek birşey var
mı? Bilmiyorum, ama sanki değecek birşeyler var gibi yapmak daha iyi gidiyor.