22 Şubat 2018 Perşembe

çağrışım - içimde


Konulan adıyla hiç alakası olmayan bir resim gibi, başlığıyla hiç alakası olmayan bir yazı yazmak istedim,
mesela içinde saçma ve gelişigüzel mor çizgiler, çizgilerin kalınlaşıp incelirken bir kısmı koyu, bir kısmı güneş vuruyormuş gibi birden açılıyor, turkuaz ve mavi bir zemin üzerinde, ama adı köyde tarım. Bu başlık ile karşılaşan kişi, ne alaka diye düşünürken, heralde yorulan bir çiftçinin yerde hafif gözleri kapalı iken yüzünün üzerindeki saman çöplerinin gökyüzü altındaki yakından silüet görüntüsü olabilir" diyebilir. Eğer aynı resme, "aşkın karmaşıklığı" adı konulsaydı, bunu okuyan kişi, çizgilerin ve renklerin akışının düzensizliği ile ilişkilendirebilirdi. "Özgürlüğe giden yol" denseydi bu resime, ressamın resmini kuralsız, hiç bir gerçekliğe oturtulamayacak şekilde yapması ile bağdaştırabilirdi. Bağdaştırma, yakıştırma, ilişkilendirme genelde zeka ve mantıktan biraz uzak bir yoldur, duygularla olur, dominant duyguların içindeki duygu parçacıklarının bazılarının ortaklığından kaynaklanır.

Benim de başlığıyla alakası olmayan bir yazı yazmam için, aşırı soyut bir yazı yazmam gerekir. Soyut yazılar genelde okuyucuyu yorar, kelimeleri anlamaya çalışırken her anlama gelebilecek soyutlukları kafasında oluşturması zordur, bunları ben çok zor okurum. Şiirler bu şekilde soyuttur genelde. Böyle soyut düz bir yazı yazmak istiyorum, ve inadına alakasız bir başlıkla.

Müzikler dinliyorum, bir ritim gidiyor, aynı ritim üze debilir insanı, sıcak duygular oluştura dabilir, uykuya doğru yaklaştıra dabilir, enerji vere debilir. "de" bağlacı kelimelerin sonunda olurmuş, ben ortada seviyorum.