Sıkılganım. Yazılarım hep sıkılganlık üzerine.
Okumayı azcık seviyorum. Beynim kelimeler arasında gidip
geliyor, yakınlaşıp uzaklaşıyor, anlamak çok güç geliyor, beynim gidip geliyor,
sanırım yanlış meslek seçtim, bu durumla okumak çok zor, bunu yıllardır aşmaya
çalışıyorum, bacağından sakat birinin koşmaya çalışması gibi, ama yine de keyif
alıyorum.
Bir söz okudum, çok hoşuma gitti: “Ateşte bozulmayan altın, altınla
bozulmayan kadın, kadın karşısında bozulmayan adam kalitelidir.” Altınla bozulan kadınla
bozuldum biraz, ama ancak bu ateşle eriyen altın kadardı.
Bazen netleşiyor beynim, duruluyor, bu durumu çok seviyorum,
çok kısa sürüyor ama olsun.
Yaşamak sürekli yeniden, acılar, imkansızlık,
imkansızlıklar, oyalanmalar, bir şeylerle uğraşmalar, böyle işte.
Yoruldum, buralardan gitmek istiyorum, kimsesizliğin acısı
32 yaşında bile büyük geliyor.