Gece bir kutuya vuruyor gibiydi, kutunun içi karanlık, dışı
karanlık, değersizim silik unutulmuş bir yazı gibi, zaten bir kutu ne kadar
değerli olabilir ki. Evet, gördüğünüz üzere bokunu çıkaracağım benzetmelerin.
Kutuyum. Kımıldıyamıyorum. Durum bundan ibaret. Belki de
korktuğumdan hareket etmiyorum.
Uzaklardan bir ses yaklaşıyor, beni es geçip devam ediyor,
bana çaresiz geliyor bu güçlü ses, çünkü
başı sonu doğrultusu var. Ben bu ses gibi sınırlı olmak istemiyorum. Beni yerimden oynatamayan enerjisiyle, ses söndü. Hep bir
sınırımız var, zamanımızın içine hapsolmuşuz, kolumuzun yetişebileceği seviye sınırlı.
Beynim satır atlıyor hep, bir satır yazıyorum, 5 düşünce
eksik, bir satır okuyorum, kalp atışımla iki alt satıra geçiyorum.
Başkalaşmak istiyorum, beynimin anlamak,
anlatabilmek için durması lazım.
Daha açık anlatmam gerek çünkü birşey anlaşılmıyor sanırım:
Bazen bir orospu gelir, kutuya gelen o ses gibi güçlüdür, o
ses gibi çaresizdir, sizi etkiler, sizi titreştirir, o kımıldamayan
hayatınızdan çıkıp hareket etmek gelir içinizden.
Halbuki o orospu için sıradan bir yoldan geçiştir. Sonra,
sizden yardım ister. Her defasında acırsınız, yardım edersiniz, enerjisiyle
dolar içiniz, akıp kalp kırıklıklarınızdan dökülür, bu enerjiye bağımlı
olursunuz, efendiliğinizi korursunuz, enerjisi içinizi sızlatır, daha da
kımıldayamazsınız. Sonra siz ondan tek bir yardım istersiniz, o da bir yardım
teklif etme şeklinde, tekrar gelip geçmesini istersiniz ruhunuzdan, yardımınızı kabul
etmez. Bu orospulara hep yardım ettim. Acılarım, bir daha asla yardım etme,
dedi, acı çekeceğine bencil ol, dedi, defalarca acı çekmedin mi, neden hayır
demiyorsun, dedi. Çünkü o orospuların da benimki kadar duyarlı olmasa da acı
çekebilen bir kalbi vardı, tam emin diilim.
Ama bundan sonra orospularla ilgili yeni prensiplerim var,
onlarla hiç ilişki kurmamaya çalışacam, önce kendileri
kurmak şartıyla tek cümlelerine karşı en fazla tek cümle kuracam, bir kere sustular mı,
ben de konuşmam gereken yerde bir kere susacağım. Ruhumun acılarını yazıya
dökecem ama yüzlerine diil.
O elimizdeki minni minnacık enerjiyle yetinecez, büyüteceğiz
içimizdeki enerjiyi, o orospuları hiç sokmadan. Düşüncelerimiz orospuda kalmayacak,
o kendi efendiliğimizde kalacak.
Bu sınırlı kanatlarımızla yaşamaktır hayat, kimse görmeyecek
uçtuğumuzu, Allah görecek, uçamazsak da sabrettiğimizi Allah görecek. Allah'tan
başka hiçbir şeyden korkmayacağız. Sadece Allah değerli, dolayısıyla onun yarattıkları.
Kutu olmayacağız.