17 Eylül 2011 Cumartesi

paçayı kurtarırken - öykü


İkisinin boyu uzundu. Diğeri ise dün tanıştığı Hakan'ın arkasına geçti.
Önündekileri oyalamaya çalışırken, arkadaşının çimende kıvranırken boğazından kanlar fışkırdığını görünce koşmaya başladı, kırık cam şişe sırtını sıyırdı. Banktan atladı, aşağı doğru olan taraftan koşmaya başladı, yetişiyorlar gibi hissediyordu, aralarında bir iki metre vardı sadece. Üçüncü dakikada, artık nerede oldukları hakkında fikri yoktu. Koşarken ayaklarını bastığı yeri tam göremiyordu, köşeyi döndü, adamların görüş alanına girmemek için en azından ikinci bir köşeyi daha döndü, izini kaybettirmek için sessizce solumaya çalışıyordu, nefesini tuttu ve uzaktan sesler geliyordu, ilk gördüğü evin bahçe duvarından atladı, apartmanın arkasına saklandı. Nefeslerine hakim olamıyordu, kalbinin göğsünü bu kadar oynatabileceğini tahmin etmemişti. Boynundaki damarları hissediyordu. Başı dönüyordu, bayılacak gibi hissediyordu, etrafını kısa bir süreliğine göremez oldu, sonra ellerine baktı, titremeden duramıyorlardı, üstünü çıkardı, tişörtünün arkasının yarısı kan olmuştu. Çömelip duvara yastlandı, sonra ayaklarını uzatarak oturdu. Artık normale yakın soluyordu, kalbi yavaş ama çok güçlü atıyordu. Yüzüne doğru bir sıcaklık yayılmıştı. Yaşadıklarını düşünemiyordu. Arkadaşına ne olmuştu, yaşıyor muydu, çok da umrunda değildi. Olayı hatırlamaya çalıştı, niçin kovalıyorlardı, niçin sırtını camla kestiler.Durumu hakkında "şok geçirmekten iyidir" dedi. Başı ağrımaya başlamıştı. Bu hissettiği duygu, geçmişinde bazı şeyleri çağrıştırıyordu. Tefeciden aldığı parayı ödeme gününe az kala geceleri uyuyamadığı gibiydi heyecanı. Başka, bir ay çalışması gereken sınavına bir gün kala hala çalışmamış gibiydi, kaldığını öğrenince stresi azalmaya başlamıştı. Bir de 13 yaşında iken o mükemmel kızla konuşmaya karar verdiğinde böyleydi, yüzüne bakınca güzelliğiyle kelimeler ağzında boğumlanmış, konuşamamıştı. O zamankiler gibi kalp atışları bir süre sonra normale döner diye düşündü. Cep telefonunu eline aldı, tuşlara basarken parmaklarının titremesini hala kontrol edemiyordu. Hiç bir şey düşünemiyordu, ne olduğunu hakkında hiç bir şey hatırlamamaya başladı, ve gözleri kapandı.