25 Kasım 2011 Cuma

özledim - içimde

Çok geçmiş aradan, yıllar geçmiş, artık kaç yıl geçtiğini saymıyorum.
Bir zamanlar yanından ayrıldıktan sonra, bir iki gün daha hissederdim üzerimde, güvensizliğimin içinde dayanağım olurdu kokun. Ne yapayım, özlüyorum, ben hala aynıyım, sana hayranım. Benim için sen, bana varlığımı hissettirendin. Benim için sensizlik, dünyanın en büyük can sıkıntısıydı, yıllardır canım sıkılıyor. Gecenin yalnızlığı gündüzünki ile karışıyor, ayların yalnızlığı ömrümünkiyle. Sen olmayınca yanımdaki diğerlerinin önemi olmuyor. Kimsenin sarılması özlemi bitirmiyor, çünkü ben sadece seni özlüyormuşum. Benden ayrılırken ki düşüncen muhtemelen "sensiz de yaşayabileceğim"di, öyle değilmiş işte, hiçbirşey değmezmiş ayrılmaya. Seni özlüyorum, herşey geçse de, neler yaşansa da, olamasan da, özlemim bitmeyecekmiş.
Gencim hala sanıyordum, vücüdum olmadığımı gösteriyor. Koşarak çıkamıyorum merdivenleri, nefes nefese kalıyorum. Bir sürü ilaç kullanıyorum. Özlemim değişmeyince yaşım da aynı kalacak sanıyordum. Artık şımarmıyorum, seçim yapmıyorum, beğeniyorum yemekleri ve gittiğim yerleri, kimseye şikayet etmiyorum, kimseye yakınmıyorum, kimseye ağladığımı söylemiyorum, sessizce ağlıyorum, kimseye kötüyüm demiyorum, çok iyiyim diyorum, saçlarım beyazlasa da gülümsüyorum suratlara. Çocuk değilim artık anlayacağın. Çok şişmanladım, yürüyünce eklemlerim ağrıyor, sensiz sürekli yemek yiyorum, ve ölü gibi yatıyorum. Seni özlememişim gibi doktorluk yapmaya çalışıyorum, iyileştirmeye çalışıyorum hastaları, yüzüme bakınca umutsuzluk görüyorlar belki ama öyle değilmiş gibi cümleler kurmaya çalışıyorum, onlara çok iyi davranıyorum, belki bir gün sen hastam olursun, olunca sanki sarılabilirmişiz gibi sessizce bekliyorum. O yüreğimdeki ince boynunu, sesini bekliyorum.
Tatlı dudağının arasından çıkan dolgun ön dişlerini göstererek gülümsemen beni huzura boğabilirdi sadece.