26 Aralık 2011 Pazartesi

eski sevgili, yeni sevgili, yepyeni sevgili - öykü


Etrafı ıssız gibi görünen ortalama bir sokaktan daha geniş bir yoldu. Gecenin bu vaktini, kimseye görünmeyi çok önemsemedilerse de,
görünmemek daha kolay geldiği için seçmişlerdi. Yolun ortasında, içindeki ışıkları yanan eski bir kırmızı araba vardı. Murat, buluşma anına kadar sık sık kolundaki saatine baktığından, sıkılarak çok çabuk bir şekilde bir kez daha baktı. Denilen zamandı, doğru mekandı. Dedikleri arabaydı, içi boştu, kapıları kilitli değildi, arka koltuğa oturdu. Zevke göre birşeyler eklenmişti arabaya. Şu an kendisiyle değil de bu adamla çıkmasının sebebini bu eklenen şeylerde aradı. Yıllar sonra eski sevgilisiyle buluşacaktı. Adı Aslı idi. Aslı, Murat'ın ısrarlarına dayanamayıp bir kez buluşmayı kabul etmişti. Murat ısrarlarında, onu yıllardır görmediğini, çok özlem çektiğini, bu özlemin geçmesi için bir kez daha görmenin kendisine iyi geleceğini idda ederek Aslıyı ikna etmişti. Aslı'nın yeni sevgilisi Osman bu duruma razı olmayı hiç istememişti, Aslı Osman'a "eski arkadaşım, ne var bunda" demişti, Osman kabul etmek zorunda kalmıştı, görünmeyen bir yasa vardı ortalıkta, kabul etmek zorunda idi, o yasa, Aslının o beyaz yüzüne Osman'ın aşık olması, ve ilişkilerini riske atabileceği hiç bir şeyi, yüzünü bir daha görememe ihtimaline karşı, göze alamamasıydı. Eski sevgili Murat, çok samimi biriydi, olabilecek samimiyetin son sınırında idi, çok iyi biriydi, bunu kendisine birçok kişinin söylemesinden ötürü iyi olduğunu kabul etmeyi seçmişti, bu kibir gibi değildi, yalnızlığının dayanağında başvurduğu bir düşünceydi, ben iyi biriyim ama bu dünya bunu istemiyor diyordu. Murat sürekli bir üzüntü halinde olduğundan hiçbir şeye enerji bulamıyordu. Aslı ile geçen bir konuşmasında, Murat Aslı'ya "insanın enerjisi biterse, o enerjiyi tekrar bulabilir mi?" diye sormuştu, Aslı "evet" demişti, Murat "peki enerji tamamen biterse?", Ayşe "o zaman bulamaz" demişti. Murat kendi enerjisinin tam bitmediğini düşünüyordu. Murat mahvolmuş gibi hissetmesini çevresindekilerden bazen saklayamaması ve kimse ile sosyalleşmeye yüreğinin olmaması durumu, samimi ve iyi biri olmasının üzerini örtüyordu. Osman da iyi ve samimi biriydi, ama daha içe dönüktü, kimseyle pek konuşmazdı, fakat mutlu olduğundan samimi ve iyi biri olmasını insanlara hissettirebiliyordu, samimi ve sessiz kişiliği iyi biri olduğunu otomatik düşündürtüyordu. Osman, dışarıda Murat'ı beklerken, sıkılmış ve dışarıda bir iki adım atmak istemişti, bu yüzden arabada kimse yoktu. Osman arabaya doğru geldi, şöför koltuğuna oturdu, arkasına doğru baktı, Murat'a istemeyerek meraba dedi, erkekler birbirini ilk defa görüyorlardı, Osman fiziksel olarak biraz daha ince yapılı idi, Murat Aslı'ının burda olmadığını Osman'a söylemek ister gibi idi, bunu Osman farkedince, "Aslı gelmedi, evimize gidiyoruz, orda görüşeceksiniz" dedi. Eve varınca Osman, eski evgilileri bir arada yanlız bırakmak istemiyordu. Osmanın uymak zorunda hissettiği görünmeyen yasayı Murat da hep hissetmişti Aslı'yla sevgiliyken, yıllar sonra Osman'ın da aynı kaybetme korkusunu hissetmesine üzüldü. Yasa duygularını söylemeyi engelliyordu, çünkü "Aslı'ya ne kadar sevdiğini söylemek, onun için neler hissettiklerini söylemek, Aslı'nın duygularını hiç değiştirmeyecekti, ve tam tersi etki yapıp Aslı'nın ayrılmasına sebep olabilirdi". Koltukta otururken, Murat Osman'a yaklaşarak, Aslı'nın duyamayacağı bir sesle "senin iyi biri olduğu biliyorum, Aslı'nın senin gibi biriyle beraber olmasına sevindim" dedi, bunu Osman'ın Aslı'yı kaybetme korkusunun çaresizliğine acıdığından onu teselli etmek için söylemişti. Aslı Murat'ı görünce hoş geldin dedi, ve hafifçe sarıldılar, Murat Aslı'nın beyaz yüzüne yüzünü dayadı, Aslı da Murat'ı özlemişti, çünkü kimse onu Murat kadar sevmemişti, Aslı eriyor gibiydi, boynu yana doğru büküldü, yüzlerinin hep birbirlerine değmesini istiyor gibiydiler, ama bu durum iki saniyeyi geçince Aslı bükük boynunu daha da bükerek Murat'ın yüzünden uzaklaşmaya çalıştı. Aslı aniden hırslanıp, mutfağa doğru ilerledi, ikisi ile de görüşmek istemediğini söyledi. Kısa bir süre sonra birden evden çıktı. İki erkek evde yanlızlardı. Osman, Aslı belki hala evdedir, çıkmamıştır diye sönük bir ümitle evdeki iki odaya da baktı, yoktu. Murat bir üç dört saat sonra Aslı hala gelmeyince, evden çıktı. Murat'ın uzun zamandır görmediği Aslıyı sadece 5-10 saniye görmesi özlemini hiç azaltmamıştı, durmadan yürüyordu, yerlere bakıyordu, yerlere bakarak yürümeyi ayrılalı beri yıllardır yapıyordu, ama uzun zamandır bu kadar dünyası yıkılmış gibi hissetmiyordu. Evine varınca normal yaşantısına devam etmeye çalıştı, yemeğini zorla yedi. Yatağına girip sırt üstü uzanıp gözlerini kapadı, kımıldamadan duruyordu. Dünyasının yıkılmış olması hissi hiç azalmamıştı. Günler sonra Osman aradı, "Aslı eve hiç gelmedi" dedi, Murat "Aslı'yı ben de görmedim" diyemeden Osman devam etti, "Aslı yan komşu ile gitmiş, yan komşu iri yarı yakışıklı bir adamdı" dedi. Murat "yan komşu, senin o beyaz yüzüne benim gibi saatlerce bakmak istemeyecektir, sen uyurken yüzüne bakarken bir dakika dolmadan sıkılacaktır, o adam için senin yüzünün hiç bir önemi olmayacaktır, o sadece eğlenmek isteyecek, senden biraz sıkıldıktan sonra başka biriyle eğlenmeye başlayacaktır" diye düşünüyordu, bunu Osman da biliyordu, Aslı'nın kendisi de.