8 Şubat 2012 Çarşamba

8,5 yılım - mavi olabilir

İki gündür uyuyorum, ve gece artık uykum kaçtı dedim. Saate baktım, 04:47. güneş doğmak üzere.
Hiç ses yok. Bu sessizlik sabaha yakışmıyor, pencereyi açtım, hala sessiz. Ortalıkta hiç kuş yok mu diye sordum kendi kendime. Futbol sahası vardı, sabahları o futbol sahasında karga ve martılar öylece pineklerdi. Bayağı bi kalabalık olurlardı, sanki saldırsalar beni bi güzel dövebilirlermiş gibi gururlu bakışlara sahiplerdi. Ses çıkarsın istiyordum, kargalar değil de, martılar. Martı sesi sabah iyi giderdi. Onlara doğru koştum, tam yaklaşana kadar oralı olmadılar, bir iki tanesine tekme atmaya çalıştım, ciddi olduğumu anlayınca uçtular. Aynı zamanda kargalarda uçtu. Martılar kargalardan daha büyük olduğundan, martılar kargalara otoriteyi kaptırmak istemezler, ama kargalar da yanlarındaki dişi kuşlara karizmayı çizdirtmemeye çalışıyorlardı. Bir saha, her taraf kuş, hepsi uçsun istiyordum, bi kısmı uçarken bi kısmı tekrar sahaya konuyordu. Bu hengâmede kargalar ve martılar kavga etmeye başladı, martıların çığlıkları ortalığı inletiyordu. Hedefime ulaştım. Sonra yurduma doğru geri ilerledim. Elimi kaldırıp kapıya doğru uzattım, kapı kilitli olsaydı, içerde biri olsaydı, kapıyı açmaya gelseydi, ya da kapı kapalı olsaydı tıklatmak isterdim, ama havayı tıklatmaya çalışırsam, biri beni görürse deli der diye elimi hemen geri indirdim.

Yurtta özel alan diye bişi yoktur, battaniyenin içini saymazsak, ben de içine girdim. Oda buz gibiydi, çıkarken pencereyi açık unutmuşum. Üst ranzaya geçmiştim 3 aydır, acaba alt ranza daha mı iyiydi dedim kendi kendime, üst ranza daha ferah, fakat alt ranzada bı sığınma içgüdüsü daha da bi emeline kavuşuyor, hemen üstündeki sunta ve ranza demirleri senin daha zavallı bi durumda olduğunu sana daha kolay hatırlatıyordu. Belki de uyuyamamın sebebi budur, alt ranzaya geçmeliyim dedim içimden.

Martı sesleri hala devam ediyordu. Kantin açılsa da, poğaça ve sahanda yumurta alsam dedim, iki gündür poğaça yemiyordum, böylece iştahlı bi kahvaltı yapabilirim dedim. Ben böyle şeyleri içimden kendi kendime derim sadece. Tekrar dışarı çıktım, ağaçlar yanlızlardı, hava bulutlu idi, fakat ufuk bulutsuzdu, güneş açabilir gibi bi duygu uyandırdı bende. Tekrar başlamak istiyordum hayata. Saçımı kestirmeliyim dedim, yırtık ve eski kıyafetlerimi çöpe atmalıyım, yenilerini almalıyım dedim. Kahvaltıyı televizyonun tam anlaşılmayan sesiyle, mideme oturacak kadar yoğun bi çayla yaptıktan sonra odama geri döndüm. Dolabı açtım, çok karışıktı. Yeniden başlayacak enerjiyi bulamadım yine.