Gecenin bu en ıssız saatinde daha da
fazla ihtiyacım var sana.
Sen beni sahipsiz bıraktın gittin.
Geriye ne gülüşünle hissettiğim güneş, ne de hiçbişey.
Yanındaydı neşem. Geziniyor odam, ben sabit. Biliyordun ki seni
seviyordum, ve biliyordun ki geri gelmeyecektin. Bıraktığın günkü gibi acım,
hala koyu, hala mat, hala zamanın içinde sıkışıp kalmış.
Duygularım sessizliğimin tam tersi. Bir zamanlar her gün yürürdüm,
ya da bisiklet sürerdim, ya da yüzerdim. Şimdi ayağı
kalkamıyorum, enerjim yok. Ne yapayım eğer sen ..., ... yoksan,
varsan ama umrunda değilsem, beni bilmiyorsan, aklına gelmiyorsam,
bana gülümsemiyorsan, şefkatin yoksa. Yoksan değer mi? Bir insanı
hiç kimse düşünmezmiş, en seviyorum diyenler bile, o yüzden öz
ışığını kaybetmemeli, yoksa en acınası hale düşebilir. Ben
öz ışığımı kaybettim, özüm sendin. Bir zamanlar "bir
insan enerjisinin hepsini kaybederse, tekrar enerji kazanabilir mi?"
diye sormuştum. "Zannetmem" dedin. Anlatmama gerek yokmuş,
ta o zaman biliyormuşsun yaşayacağım duyguları. Anlatmak hiç bir işe yaramaz, bu yüzden sessizim.