27 Ekim 2013 Pazar

içimde - içimde

Binlerce yıl geçmiş aradan. Bir sonbahardı. Kırmızı bir yaprak suya düşmüştü.
Sevgi vardı. Sevgi yetmiyordu. Çekip gitmesini bilmeliydi. Çekip gittim. Aşkın çekim gücü olduğu kadar, itiş gücü de varmış. Yabancı şehirde kimsenin tanımadığı biriyim, belki yüzümü görmüşlerdir, o kadar. Ben de şehire yabancıyım, fakat sert kurallarına uymak zorundayım, sıcak şehirlerdeki gibi ince kıyafetler giyemiyorsun. Rüyalar olacak diye mi bekliyorum? Onlarda da mantık var. Bundan sonra bana mantıklı olmayı hatırlat diyordun bana. Mantıklı oluyorsun hiç istemesen de. Sıcak diye hayal edip soğuktan kurtulamıyorsun. Rüyalar olmuş kadar mantıklı, hiç yaşanmamış olsa da, hiç buluşmamış olsak da, hiç konuşmamış olsak da "birbirimizi özlediğimizi" ve "konuşmamamız gerektiğini", yine biliyoruz birbirimizi özlediğimizi, ve konuşmamamız gerektiğini. Senle hiç aynı şehirde yaşamadık ki beraber öylesine mutlu anılarımız olsun. Uzun aralar sonunda gördüğümde seni doyamıyordum sana, sonsuza kadar beraber olamayacağımız korkusu sarıyordu, çünkü 24 saat sonra tekrar ayrılacak olacaktım, o korku da büyük korkuydu, bitmeyen ağlamalar oluyordu, şimdi de bazen olduğu gibi. Ruhumuzun yorgunluğunu dindiremiyoruz başkasına sarılarak, en azından ben öyleydim hep, öyleyim. Hiç sarılamasam da ben muhabbet kuşun olmayı o kadar isterdim ki. Ölene kadar senin olmak. Konuşmayı bile sökmüş olmak güzel yüzünden. Kuş olsaydım bana böyle kaçarak bakmazdın, sevdiğini sadece bazı rüyalarda değil her zaman belli ederdin, sadece beni seviyor zannederdim ben de, kafesin içinde tellerin arkasında senin yüzüne bakmak sonsuza kadar beni mutlu ederdi. Coşup ben de "cici kuş" derdim. Daha az yaşamış olur, daha az birikmiş anı ile, daha az acı ile, daha kısa ömür ile ölürdüm. Gecenin bu saatinde kurtlar beraber dolaşıyor, koşarak. Sadece kurtlar var dışarıda. Kurtlar özlemin soğukluğuna aldırmayarak yaşıyorlar. Öyle olmak lazım. İçin içine sığmıyorsa ve ölümüne özlüyorsan, gidip kar da olsa heryer koşacan. Bu yaşamaya devam etmektir, kurt olmak budur, çekip gitmenin anlamı budur.