26 Eylül 2014 Cuma

şahin - içimde

Bir kamyon geçiyordu. Ben de bir mekanda sabit kalmanın ve sallanmamanın keyfini hissettim.
Bulunduğum ev, evim gibi diil de, yolculukta durakladığım bir yer gibiydi, bana yabancı geliyordu, kocaman tarlalar, çeşme var, çoğu zaman ıssız, geceleri yanlız olan cami var.

Ay garipti, ufuk çizgisine yaklaşmış, olduğundan 5-6 kat büyük gözüküyordu, güzeldi.

Bir at, yolun kenarında bekliyordu, öylece bekliyordu sadık bir şekilde. Kimsenin haberi yoktu attan.

Bekliyordum, evimin önündeki ağaç geçen yıl ot kadardı, ben de kimse farketmeden sessizce büyüyordum, aşkım içimde.

Tekrar yola çıkacak gibi hissediyordum. Sana varana kadar.

Vardım. Gözlerine iyice yaklaştım. Yeşillerdi. Benden kaçağını zannettim, 8 yıldır olduğu gibi. Ben de seni özledim, yüzüne bakmayı özledim dedin. 8 yıldır ilk defa. Ben de özlemiştim o seni. Kavuşmayı çok istiyordum o sana, ama hayellerimde bile sana kavuşmayı istemiyordum. İmkansızdı o sen, ve o sen olmadığından, sana biraz daha bakıp, doyamadım ama bu sefer ben kaçtım.

Zorla uyandım. Yine karşılaşacaktık, hiç istemiyordum sefilliğimi görmeni.

Kuru bi sonbahar rüzgarı esiyordu, yine belki şahin görürüm diye gökyüzüne bakıyordum, gördüm, arabayı kenara çektim. Hemen gözden kaybolacak diye korktum. Ama yerinde duruyordu, rüzgara karşı kanatlarını açmış yerinde sabit kalıyordu. Çok mutlu oldum. 3 dakikaya yakın öyle kaldı. Şahin de mutlu görünüyordu, kanat çırpmadan uçmanın keyfini çıkardığını düşündüm. Sonra kanatlarını kısıp birden çok hızlı bir şekilde yere doğru indi, çalıların arasına girdi. Uçmak ona zevkli geliyordu belki ama bu mutluluğunu kimseyle paylaşmıyordu.

Yine araba sürerken sarı mavi minik bi kuş rüzgardan savruluyordu, arabaya doğru 3 metreye kadar yaklaşmıştı.


2 sene önce ilk Erzuruma geldiğim zamanlarda 17 eylül de çok soğuk olmuştu, o zaman da sen yoktun, eylül de böyleyse, kışın ne yapacaz korkusu sarmıştı. Korkunun ecele faydası yok gibi geldi kış yine. Yazın çorabın ayağı terletmesi, ertesi gün terletmemesi, ertesi gün öğle vakti terlememek, ertesi sabah evde artık hiç sineğin olmadığını ve evin önünde de artık hiç kurbağa kalmadığını farketmek, ve aynı günün sabahı soğuk, ertesi gün öğleleyin bile üşümek şeklinde 4 günde geldi kış. Dersaneye gittim. Bir yudum ısı rica ettim. İstemedikleri halde paylaştılar. Yarın evde çok üşüyecem, öbür gün kalorifere yapışık yaşayacak, öbürsi gün de yorganı kafamdan çıkartamayacam. Erzurum. Bana benziyorsun. Kışın o kadar enerji yokki hiç sende. Yaşam yok, hiç bişey yok, sen yoksun, hayatta kalmaya çalışıyor içindekiler.